Doğumsal Cilt Lekeleri Türleri,Tedavi Yöntemleri ve Süreleri Nelerdir?

Doğumsal cilt lekeleri halk dilinde doğum lekeleri olarak da bilinen doğumla birlikte ortaya çıkan vücudun çeşitli bölgelerinde, farklı renklerdeki lekelerdir. Doğumsal cilt lekelerinin türleri ve bu türlere göre tedavi yöntemleri vardır. Genelde toplumda hamilelik döneminde yenilen bazı besinlerin veya aş ermeden dolayı olduğu var sayılan doğum lekelerinin var olma sebepleri  bilinenin aksine aslında genetik bir olaydır .

Doğumsal cilt lekeleri hangi yöntemler ile tedavi edilir?

Doğumsal cilt lekeleri doğumla birlikte hemen ortaya çıkar mı?

Doğumsal cilt lekelerinde yapılmaması gerekenler nelerdir?

Doğumsal cilt lekelerinde erken tedavinin önemi nedir?

Bu ve bunun gibi sorular doğum lekeleri ile ilgili en çok merak edilen sorulardır.

Doğumsal cilt lekeleri kendi aralarında farklılıklar gösterirler. Bu farklılıklar onların tedavi edilebilir veya tedavi edilmeme durumlarında belirleyici özellik taşır.Doğum lekelerinin türleri arasında en çok rastlanan kırmızı lekelerdir. Bunlar doğuştan veya doğumdan birkaç ay sonra ortaya çıkan lekelerdir. Bunların daha sık olan türü hemanjiyomlardır.

Hemanjiyomlar her 100 doğumdan 1 yada 2 sinde görülen kırmızı renkli doğumsal cilt leke türüdür. Birde porto şarabı türü vardır ve kırmızı morumsu bir renkte olan doğumsal cilt leke türüdür. 1000 de 4 oranda var olma olasılığı vardır. Doğumsal cilt lekelerini türlerine göre tedavi ile geçer yada tedavi edilemeyen kalıcılık da olabilir. Porto şarabı dediğimiz lekelerin rengi zamanla hiç açılmayan kalıcı olan ve insanın ölümüne kadar taşıyacağı türden doğum lekeleridir. Kısacası porto şarabı lekesi geçmeyen lekelerdir.

Hemanjiyom lekeleri kendiliğinden %60 a kadar solan tedavi ile de neredeyse yok edilebilen lekelerdir. Erken yaşta yapılan tedavi bu tür lekelerin %95 oranında silinmesine olasılık sağlayabilmektedir. Bu lekeler hususunda insanların yapmış olduğu en büyük yanlış, genelde zaman bırakıp büyüyünce geçer diye beklemeleridir. Yeni teknolojilerle hemanjiyomların ilerleyen boyutları olan kabarcıklı ve katmanlı olan türlerini uygun hekim ve uygun lazer tedavileriyle yapılırsa başarılı sonuçlar alınabiliyor. Burun ve göze kadar yayılmış ve görmeyi engelleyecek durumuna gelen hemanjiyomlar da cildin lekenin durumuna rengine ve bulunduğu bölgeye göre uygulanan lazer türleri ile düzelme olasılığı yüksektir. Bazı kabarık hemanjiyomlar da kabarıklığın giderilmesi için ilaç tedavisi yapılabilir. Daha sonra düzleşen hemanjiyomlar da lazerle tedaviye devam edilebilir.

Önemli olan doğru lazer modelinin uygulanmasıdır. Erken tedavi ve uygun lazer tedavisi doğumsal cilt lekelerinde en önemli faktörlerdir. Çocuk ne kadar genç ise ciltte o kadar ince ve lezyon da incedir, lazer ışınlarının derinliği de sabittir. Yaş ilerledikçe doğum lekesi kalınlaşan cilt katmanlarının altında kalır. Bu nedenle erken tedaviden olumlu sonuçlar daha hızlı elde edilebilir. Kısacası ince ve genç ciltte doğum lekelerinde açılma daha çok görülür. Doğum lekesi tedavisine ne zaman başlanabilir?Bebeklerde 3 aylık iken bu lazer tedavisi uygulanmaya başlanabilir. Genelde erken yaşta tedavilerde anne ve babalarda lazer ışınlarının çocuklarının cildinde herhangi bir etki bırakmasından endişelenenler olabilir. Fakat yanlış bilinen bir şey vardır ki lazer ışınlarının radyasyon veya bu tip zararlı ışınlar ile alakası yoktur. Lazer ışınları kötü etkilere yol açmayan doğal ışınlarıdır. Doğum lekelerinin tedavisinde uygulanan lazer seans süresi 5 haftada bir olmak üzere ortalama 6-8 seans da tedavi edilebilir.

Doğum lekelerinde uygulanan tedavilerde yapılan yanlışlar; yanlış lazer cihazının kullanılması,lekeye göre yanlış lazer frekansının kullanılması ile yanıklar oluşabilir ve herhangi bir iyileşme görülmeyebilir. Acı seviyesi sinek ısırığı gibi olan bu lazer tedavilerinin işini bilen doktor ve uygun tedavi ile yapılmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Tedavi gecikmesiyle ilerde insanlarda psikolojik sorunlara ve sosyal hayatlarını olumsuz etkileyebilecek durumlara yol açabilir. Bu nedenle erken ve doğru tedavi her zaman önemlidir.

(Plastik Cerrahi Opr.Dr.Tuğrul KİHTİR’in bilgilerinden derlenmiştir.)