Ses Kaydı Boşanmada Delil Olarak Kullanılır mı?
Ortam Dinleme Boşanmada Delil olarak Kullanılır mı?, Gizli Ses Kaydı Boşanma Davasında Delil Olarak Kullanılır mı? , Ses Kaydını Mahkemede Kanıt Olarak Kullanma
SES KAYDI BOŞANMADA DELİL OLUR MU?
Hukuk davalarında, taraflar iddialarını yasal delille kanıtlamakla yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 18/2 maddesine göre: “Kanunsuzca elde edilen kanıtlar, dava delili olarak mahkeme tarafından dikkate alınamaz”. Aynı doğrultuda Anayasanın 38. maddesinin altıncı fıkrasında kanuna aykırı olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği belirlenmiştir. Anayasada ve özel kanunlarda, yasa dışı kanıtların yargıda yasa koyucu tarafından değerlendirilemeyeceği açıkça belirtilse de, uygulamada ve Yargıtay’ın kararlarında delillerin, somut olayın koşullarına göre değerlendirilebilir.
Boşanma davaları ve boşanma davaları nedeniyle talep edilen maddi ve manevi zarar talepleri, bireylerin özel hayatlarıyla yakından ilişkili olduğundan, tarafların talepleri ve kanıtlanması gereken olaylar genellikle özel hayat kapsamındadır. Bu nedenle Yargıtay’ın özellikle boşanma davaları konusunda daha esnek bir tutum sergilediği görülmektedir. Örneğin, Yüksek Mahkeme Genel Kurulunun 25.09.2002 tarih ve E 2002 / 2-617 K. 2002/648 sayılı kararında görülmektedir.
“Öte yandan, özel yaşamın gizli alanları, özel yaşamın gizli alanına ilişkin kanıtlarla kanıtlanabilir. Nasıl kocanın kapıyı kırarak evdeki yatak odasında bir erkekle bir kadından bahsedilemiyor ise, ortak evde bir ses kaydı almak yasa dışı sayılamaz.
Evliliğin devamında eşlerin birbirlerine sadık kalmaları yasal bir zorunluluktur. Bu konularda kadının özel hayatı, en az kadın kadar evlilikle tanıştığı hayat arkadaşı ile ilgilidir. Bu nedenle, sanığın muhtırasının delil olarak değerlendirildiğinden şüphe edilmemelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20.10.2008 ve E. 2007/17220 K. 2008/13614 sayılı vermiş olduğu kararında; “Bahsi geçen ve öne sürülen kanıtlar, eşlerin beraber yaşadığı evde sanığın bilgisi olmaksızın kocanın hazırladığı bir sistemle elde edildi. Uzman incelemesi sonucunda (CD) içindeki ses kayıtlarının, ekleme, çıkarma, kesme ve kopyalama olmadan orijinal olduğu belirlenmiştir. Sanık-davacı, kaydedilen görüşmelerin kendisine ait olmadığını iddia etmemektedir.
Eşlerin evlilik sırasında birbirlerine sadık kalmaları da yasal bir zorunluluktur. TMK.m.185 / Bu nedenle, evlilikte evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, her eşin özel yaşam alanı değil, aile yaşam alanıdır. Bu alanla ilgili olarak, eşlerin kişisel yaşamının bir bütün olarak değil, mahremiyeti ve dokunulmazlığı önemli ve önceliklidir. Bu bağlamda, evlilikle ilgili yasal yükümlülükler alanı diğer eş için dokunulmaz değildir. Bu nedenle, davacı-sanığın eşinin sadakatinde özel hayatın mahremiyetinin ihlali, her ikisinin birlikte yaşadığı konutta bir ses kaydedici yerleştirilerek, hareket edemez. Bu durum eşinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışını tespit eder.
Bu duruma aşağıdaki gibi; “Bir kanıtın mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için, hem öğretimdeki ağırlıklı görüş hem de H.G.K. Kararlarında öne sürülen kriter; Kanıtların yasadışı bir şekilde oluşturulmadığını ve yasa dışı bir şekilde elde edilmediğini kanıtlamak gerekir. Her ne kadar elde edilen kanıtlar somut olayın niteliğine göre değerlendirilebilse de; Gizlice oluşturulan hiçbir kanıtın delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir.